ABD Başkanı Donald Trump tarafından başlatılan ticaret savaşının sekizinci ayına girilirken, ekonomi çevreleri sürece dair daha net bir tablo bekliyordu.
Ancak durum bunun tam tersi yönde gelişiyor; istikrar beklenirken belirsizlik ve karmaşa giderek artıyor. Özellikle, Trump yönetiminin gümrük tarifelerini uygulamak için dayandığı yasal zemini sarsabilecek yeni hukuki gelişmeler, bu kaosu daha da derinleştiriyor.
Geçtiğimiz Cuma günü bir federal temyiz mahkemesi, Trump tarafından şimdiye kadar uygulanan tarifelerin büyük çoğunluğunun yasa dışı olduğuna hükmetti. Bu karar, uluslararası ticaret uzmanları için sürpriz olmasa da, ABD’li ithalatçıları daha da istikrarsız bir durumla karşı karşıya bırakıyor. Ekonomiye olan olumsuz etkilerin 2026 yılına kadar sürebileceği öngörülüyor.
Mahkeme, Trump’ın 1977 tarihli Uluslararası Acil Ekonomik Güçler Yasası (IEEPA) ile gümrük tarifeleri uygulamasını geçersiz saydı. Bu karar, 28 Mayıs’ta alt mahkemeden çıkan benzer bir kararı da teyit ediyor ve şimdi Yüksek Mahkeme’ye taşınması bekleniyor.
Trump, bu yıl onlarca olayda “ulusal acil durum” ilan ederek geniş kapsamlı tarifeleri savundu. Ancak IEEPA, başkana vergi veya gümrük tarifesi koyma yetkisi tanımıyor — bu yetkiler geleneksel olarak Kongre’ye aittir.
Temyiz mahkemesi, mevcut ticaret açığının yasal anlamda acil durum sayılmayacağını vurguladı. Bu, Trump’ın ticaret politikalarına karşı çıkanların argümanlarını güçlendirdi.
Vergi Vakfı verilerine göre, ithalatçılar tarafından ödenen yeni tarifelerin %78’i bu acil durum yetkileri kapsamında uygulandı. Eğer Yüksek Mahkeme bunları iptal ederse, Trump’ın küresel ticaret sistemini yeniden yapılandırma planı ciddi şekilde sekteye uğrayabilir.
Bu tarifeler çoğu ticaret ortağını kapsıyor ve oranlar %10 ile %50 arasında değişiyor. Özellikle Çin’den gelen ürünlerde bazı vergiler 30 puandan fazla artırıldı – Çin, ABD’nin ikinci büyük ticaret ortağıdır.
Trump, bu tarifeleri kullanarak ikili ticaret anlaşmaları yapmayı amaçladı; gümrük oranlarını sabitleyerek Amerikan ihracatçılarına daha avantajlı koşullar sağlamak istiyor. Ancak eğer bu tarifeler iptal edilirse, yapılan anlaşmalar hukuki geçerliliğini kaybedebilir.
Ayrıca Trump, tarifeleri jeopolitik baskı aracı olarak da kullanıyor. Örneğin, Hindistan’ın Rusya’dan petrol alımını durdurması için Hindistan’dan yapılan ithalata %50 oranında vergi uyguladı. Benzer bir şekilde, eski Brezilya Devlet Başkanı Jair Bolsonaro hakkında süren yargı sürecini etkilemek amacıyla Brezilya ithalatına da %50 oranında vergi getirdi.
Ancak bu yetkilerin iptali, Trump yönetiminin bu baskı araçlarını kaybetmesine yol açabilir. Bu da ABD’nin diğer ülkelerin ticaret ve dış politikasına etki etmesini zorlaştıracak ve ticaret savaşının geleceğini daha da belirsiz hale getirecektir.